Mehmet Ali Sezer

Mehmet Ali Sezer

Bir simit 95 lira..

Bir simit 95 lira..

Maddi açıdan problem yaşamayan vatandaşlar için zaten her şey güllük gülistanlık ama gel gör ki yurdum insanı gerçekten de ay sonunu getirmekte zorluk çekiyor. Bir sürü kredi kartı ile geçinmek zorunda kalan vatandaşlar, bir kredi kartı borcunu ödemek için diğer karttan çekim yapıyor ve böylece kartlar birikince 0312 ve 0212 ile başlayan bir numara Arar;

"Falanca hukuk bürosundan Avukat X, ödenmemiş borçlarınız bankanız tarafından bize bildirildi. Dosya masrafı dahil olmak üzere bütün faiziyle birlikte o parayı şu tarihe kadar şu hesaba havale etmenizi istiyoruz. Aksi takdirde yasal işlemlerin tamamına başlayıp hakkınızda icra dosyasını oluşturacağız"

Derler.

Anlattığım konunun başlıktaki bir simidin 95 lira olması ile ne alakası var? Şeklinde bir soru sorabilirsiniz elbette ama yazımı okumaya devam ediniz..

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan ekonomik verilere göre Türkiye son zamanlarda Afrika ülkelerinden bile ekonomik açıdan daha kötü durumda.. Özellikle de enflasyon canavarı ile boğuşmak zorunda kalan yurdum insanı, çaresiz bir şekilde sağdan soldan borç ederek hayatını geçindirmeye ya da faturalarını ödemeye çalışıyor hele ki büyük şehirlerde yaşayan vatandaşların durumu tam perişan..


Size kendimle alakalı bir örnek vermek istiyorum. Bundan iki gün önce işlerim gereği 2 günlük bir seyahate çıktım. Tekirdağ Çorlu Havalimanı'ndan Ankara Esenboğa Havalimanı'na gidip iki gün kaldıktan sonra yine aynı şekilde Esenboğa Havalimanı'ndan önce İstanbul Havalimanı'na oradan da otobüs ile Tekirdağ'a döndüm. İşte yazımın başlığı tam da burada ortaya çıktı..

Konakladığım yerde sabah kahvaltısını yaptıktan sonra çantamı alıp çıktım. Ankara Esenboğa Havalimanı'na geldiğimde check-in yapıp uçağın kalkış saatini beklerken havaalanı içerisinde biraz gezinme fırsatı buldum..

Özellikle de ürün fiyatlarına baktığımda içim acıdı. tamam normal bir bakkal dükkanından bahsetmiyorum ya da Türkiye'de faaliyet gösteren ve binlerce şubeye sahip olan 3 harfli marketlerden de bahsetmiyorum, bizzat fotoğraflarını kendim çektiğim bir simidin 95 TL olduğunu gördüğümde 'Yahu bu da nedir? ' sorusunu kendime soramadan edemedim ki zaten bahsetmiş olduğumuz ürünlerin tamamı bayat olduğu için alsanız bile önce ısıtılıyor daha sonra size sunuluyor..

CAFELER - RESTORANLAR ve HAVAALANLARI ÇOK ÇOK PAHALI

Hava alanı öncesi herhangi bir restoranta arkadaşımla oturup yemek yemek istedik. Garson 'Hoş geldiniz efendim' dedikten sonra menüyü getirdi ve açıp 2. sayfaya baktığımızda Adana kebabının net 950 TL olduğunu gördüğümüzde kalkmak zorunda kaldık. Garson "Ne oldu?" Diye sorduğunda 'Biz Doyduk 'deyip oradan çıktık. Yahu bir yemek 950 TL hadi yanında bir ayran içtiğini farz et al sana net 1000 TL. Peki Türkiye'de Asgari ücret ne kadar 17 bin 2 lira..

Aynı şekilde temel beslenme ihtiyaçlarını karşılamak isteyen vatandaşın girdiği farklı marketler, farklı fiyatlar ile tüketicinin karşısına çıkıyor. Burada sorulması gereken soru şudur;

"Acaba üretim aşamasından halka arz aşamasına kadar gelen bu ürünler hangi aşamalardan geçiyor ki bu aşamalar farklılık mı gösteriyor, neden her yerde farklı fiyatlar var?"

VALİZİNİZİ HAZIRLAYIN YUNAN ADALARINA TATİLE GİDİYORUZ

Son zamanlarda Türkiye'de özellikle de yaz aylarında Yunan adalarına gidip tatil yapıp orada fiyatların çok daha cazip olduğunu söyleyenler var. Bu fiyatlar nerelere göre daha ucuz? Bodrum gibi tatil beldelerinde bir lahmacunun fiyatının 2.500 TL'yi bulmasından şikayetçi olan kişilerin o lahmacunu Yunan adalarında 500 ile 750 TL'ye yemelerinin kendilerine çok daha cazip geldiğini düşünmelerinden bahsediyorum..

Elbette anayasamızda seyahat etme özgürlüğü olduğunun farkındayım ve parası olan, istediği yere gider istediğini yer içer hiç kimsenin buna karışacak hali elbette olamaz, eleştiremez de bu, insan haklarını kısıtlayan bir eylem olmaktan öteye geçemez...

Hele ki Yunan adalarına tabii ki de dizi filmlerde izlemiş olduğumuz zengin çocuk ile fakir asistan kızın aşklarını dile getiren hikayeler, Türkiye'de sadece %2'lik bir kısma hitap ediyor.

Yunan adalarına gitmek Anadolu insanının belki de rüyasında görebileceği en son şeydir fakat bırakın adalara gidip seyahat etmeyi, Türkiye'nin herhangi bir yerinden bir başka yerine gidiş geliş yapmak zorunda kalan normal bir vatandaş bile kesenin ağzını açmak zorunda kalabiliyor.

İstanbul havalimanında bir su 62 lira, bir simit 95 lira, açma sandviç 275 lira, küçük bir kase kelle paça 300 lira.. Bunun adı ekonominin bozulmuş olmasından ziyade fırsatçılıktır. Tamam, Türkiye ekonomisinin yönetimiyle alakalı olumlu ya da olumsuz tartışmalar yapılır elbette... Eleştiriler de dile getirilir. Mikro açıdan, yani bireysel açıdan bakıldığı zaman hemen herkes geçinememekten bahsederken diğer taraftan makro açıdan yani ülkenin tamamını ilgilendiren devasa projelere baktığımızda işe 'Demek ki biz çok zenginiz' demeden yapamıyor.

STARBUCKS BOYKOT MU?

Aylardan beridir siyonist İsrail'in mazlum Filistin halkına acımasızca havadan - karadan saldırıp genç, yaşlı, kadın, çocuk demeden katliam yapmasını televizyondan izleyen vatandaşlardan vicdanı sızlayanlar sadece 'Değiştir Şu Kanalı' demekle yetiniyor.

Başka da hiç kimsenin elinden hiçbir şey gelmiyor. Çünkü bütün dünya da biliyor ki Filistin'i bombalayan İsrail değil ABD'nin ta kendisidir ve ABD Başkanı gittiği her yerde siyonist olduğunu dile getiriyor.

Benim masum vatandaşım ise içi yandığı için, vicdanı sızlandığı için ya cebindeki son parasıyla gidip birkaç kutu Coca Cola alıp bunu sokağın ortasına döküp 'Kahrolsun İsrail' demekle yetinir ya da "Allah'ım sen İsrail'in belasını hemen ver!" Şeklinde dua eder... Tepki sadece bundan ibaret, başka da hiç kimsenin elinden hiçbir şey gelmiyor...

Tamam da kardeşim İsrail markalarına sadece bu şekilde tepki vererek Filistin'deki ölümlerin önüne hiç kimse geçemez ki...

Türkiye'de vatandaşlar, hızlarını alamayıp sadece Coca-Cola'yı yere dökmekle yetinmeyip Starbucks şubelerine gidip orada oturan vatandaşlara silahlı saldırı düzenleyecek kadar tepkisini dile getirmeye çalıştı..

Deminden beri havaalanları başta olmak üzere kafe ve restaurantlardaki fiat pahalılığından bahsederken, Türkiye'nin başkenti Ankara'nın Havalimanı Esenboğa'da Starbucks şubesinin tam takır dolup taştığını ve işlediğini kendi gözlerimle gördüm..

"Ne yani şimdi acaba boykot sınırlı mı yapılıyor, yoksa bazı yerlere karışılamıyor mu?"

Cevabını bilemem...

İSRAİL İLE TİCARİ ANLAŞMALARIMIZ VAR

AK Parti'nin ekonomi politikalarından sorumlu ismi Nihat Zeybekçi yapmış olduğu açıklamada;

"İsrail'in Filistin'e saldırısını kınıyoruz ama bizim İsrail ile bir sürü alanda ticari anlaşmalarımız var."

Dedi.

Yani burada demek istiyor ki tamam kınayalım, lanet okuyalım fakat ticari ilişkilerin altına imza atılmış bir kere...


MAKAS

Hani her seferinde bahsediliyor ya Türkiye'deki makas çok açılıyor diye evet gerçekten de öyle Zenginler daha çok zenginleşirken fakirler ise daha çok fakirleşiyor yani Türkiye'de artık orta sınıf diye bir sınıf kalmadı. Ya çok zengin olacaksın ya da sosyete pazarı olarak da bilinen semt pazarları dağıldıktan sonra "Akşam 5'ten sonra arta kalan sebze meyveleri daha da ucuza alabilir miyim?" Diye pazarcı esnafının gözünün içine masum masum bakacaksın..


Türkiye'de emekli olup halen milletvekilliği görevini üstlenen ve TBMM'de sıraları tam takır dolduran 600 kişinin almış olduğu maaş tam 230.000 TL ve diğer taraftan bir emekli maaşı ise en düşük 11.300 TL olarak açıklanmış iken biz bu makasın gittikçe daha çok açılacağının farkındayız.

Hayatın her alanında sorgulayan, soru soran, sıradan bir hayat yaşayıp gitmektense irdeleyen bir nesil yetiştirmediğimiz müddetçe hem ekonomik, hem siyasi, hem sosyal, hem stratejik hem de ideolojik açıdan başkaları tarafından sürekli ezilmeye mahkum oluruz...

Bu yazı toplam 181 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Mehmet Ali Sezer Arşivi